19 Mayıs Ruhu, Bayram ve Samsun ●Kurtuluş Savaşımız; azmin, inancın, umudun, cesaretin, kararlılığın zaferidir. Ve Çanakkale Zaferi'nden sonra ilk adımı, ilk kıvılcımı, 19 Mayıs 1919'da Samsun'da atılmıştır. Özgürlük ve bağımsızlık mücadelemizin 101. yılıdır bugün. Düşmanın kapıya dayanması yetmiyormuş gibi, iç bünyede de ayrıca din, etnisite, aşiret, derebeylik tabanlı çeteleşmeler ve ayaklanmalar, milli bütünlük için risk oluşturmaktaydı. Bir yandan da İngiliz, Fransız, Yunan, Rus ve İtalyan askeri güçleri; sanki yatırım için arsa bakmaya gelmiş gibi topraklarımızda dolaşıyor ve işgale hazırlanıyorlardı. İstanbul'daki padişah hükûmeti ise teslim bayrağını çekmiş, topyekün mücadele etmeye gerek duymuyorlardı. Bu amaçla dernekler kurulmuş, "İngiliz sömürgeliğini mi kabul edelim, Amerikan mı" tercihlerini tartışıyorlardı. Teknik donanım, askeri güç, fikir ve eylem birliğinden yoksun bir zamanda, canavarların ağzından vatanı çekip kurtarabilmek, adeta milli bir mucizedir. ●Başka bir alternatif de yoktu: ya istiklal ya ölüm. Koca imparatorluktan geriye kalan bu vatan bölünemeyecekti. "Hattı müdafa yoktur, sathı müdafa vardır, o satıh bütün vatandır" sözünden cesaret aldı, mücadeleyi başlatanlar. "Geldikleri gibi, giderler" kararlılığı ve cesareti, zafere dönüştü. Bundan dolayıdır ki, milli mücadeleyi başlatan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları, cephe komutanları, cephelerde can veren ve yaralanan milli kahramanlarımıza öncelikle vefa, minnet, saygı borcumuz vardır. ●Evindeki bir fareyi bile kovmaya niyeti, gücü ve cesareti olmayanların, Kurtuluş Savaşı'nın nasıl bir şey olduğunu anlamaya sosyal donanımları zaten yetersiz kalır. Tarihsel ve ilkesel, milli bir bilinçle, bu emaneti korumak, yüceltmek, daha onurlu, adil, demokratik ve güclü bir yönetim sistemi kurmak, öncelikli milli ödevlerimiz arasındadır. ●Kadim Medeniyetlerin beşiği olmuş bu vatan, milletin bölünemez bütünlüğü ile, global ölçekte hak ettiği yeri almasını istiyorsak, daha çok düşünmeli, birliği/bütünlüğü sağlamalı, üretmeli ve çalışmalıyız. Bazılarına göre, bazı değerler gereklidir, lâzımdır ve kullanılmak için vardır. Oysaki hak ettiği konumda olmayan bir değer, kavram ve birikim; topluma zulüm üretecektir. Şeffaflık, sağduyu, adalet, demokrasi ve hür düşünce coşkusuyla hareket ettiğimizde, daha aydınlık yarınlar bizi bekliyor demektir. T.C. kuruluşu anlamıyla, bir Anadolu mucizesidir. Ve o, vatandaşlık bağı ile bağlanan, onu vatan kabul eden, sevebilen, aşkla koruyan/kollayan/savunan herkesindir. ●Umutların dibe vurduğu bir devirde, atalarımız yeniden dirilişin yolunu açmışlardır. Bu vatan ve milleti daha da yüceltmek bize düşüyor. Korku ve tüm korkulukları aşarak; bilim, ahlak, felsefe, mantık, sağduyu, demokrasi ve hukukun öncülüğü ve aydınlığında geleceği kucaklamamız gerekiyor. Bu kazanımları beğenemeyenler; alternatif olarak başka kimden ne bekleyip, ne umduklarını da açıklamaları gerekmiyor mu? Altını oyduğu zeminin, üstüne oturmaya çalışanlar, büyük bir yanılgı içerisindeler. Tarih, felsefe, hukuk ve ahlak bilincinden yoksun toplumların, diğer değer ve donanımlarının, kalıcı ve kabule mahzar olması mümkün müdür? ●Gelişmiş Hollanda ülkesi, Konya ilimizin büyüklüğünde ise, demek ki bize ilave bir toprak gerekmiyor. Bu ülkeden, bugün 80 adet Hollanda çıkaramamak, bizim ihmalimiz, ayıbımızdır. Neyimiz eksik? ●Bu duygu ve düşünce ve beklentilerle; en içten sevgilerimi sunuyor, 19 Mayıs Atatürk'ü anma, gençlik ve spor bayramımız kutlu olsun diyorum. ●Haddini, hakkını, edebini, görevini, hedefini bilenlere selam olsun. Samsun, 19.05.2020 Ali Rıza Malkoç
Adınız Soyadınız
E-Posta
Girilecek rakam : 852439
Lütfen yukarıdaki rakamları yazınız.